07 Aralık 2023

Üniversitemizde “Bilişim Hukuk Zirvesi” Etkinliği Düzenlendi

Üniversitemizde, Yenilikçi Hukukçular Platformu ve Fikir Atölyesi Topluluğu tarafından “Bilişim Hukuk Zirvesi” etkinliği düzenlendi. Avukat Özge Evci Eralp, Avukat Ebru Sürmeli, Yenilikçi Hukukçular Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Erdi Mertoğlu ve Stajyer Avukat Sena Çoban’ın konuk olarak katıldığı etkinliğe akademik ve idari personelimiz ile öğrenciler katıldı.

Programın açılış konuşmasını, Yenilikçi Hukukçular Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Erdi Mertoğlu yaptı. Mertoğlu, “Kırıkkale Üniversitesi benim için çok özel. Bu beni ben yapan yerin burası olmasından kaynaklı bir durum. Çünkü sizlerin oturmuş olduğu koltuklarda ben de oturdum, fakültenizin sıralarında ben de ders dinledim, ders aldığınız çoğu hocalardan ben de ders aldım ve şu an da sizlerin bir sonraki aşamasını yaşamaktayım. Hepimiz Hukuk Fakültesinden mezun oluyoruz, dersler alıyoruz fakat sizce bunlar yetiyor mu? Yetmiyor, dolayısıyla fakülte sürecinden başlamakla beraber, kendinize bir şeyler katmak amacıyla çalışmalarınızı sürdürmeniz gerekiyor. Burada dikkat çekmemiz gereken kavram, fark yaratma kavramıdır. Yüz binlerce hukukçudan ne farkımız var? Aslında Yenilikçi Hukukçular Platformu olarak temel bir analizde amacımız sizlerde bu farkın oluşumunu sağlamak” diye konuştu.

Fikir Atölyesi Topluluğu Başkanı Kübra Yüksel ise, Fikir Atölyesi Topluluğu ve çalışmaları hakkında bilgi vererek, konuklara ve katılımcılara programa katıldıkları için teşekkür etti.

Avukat Özge Evci Eralp, “Yapay Zekâ Hukuku” adlı sunumunu dinleyenlerle paylaştı. Konuşmalarına Yenilikçi Hukukçular Platformu ve Fikir Atölyesi Topluluğuna teşekkür ederek başlayan Avukat Özge Evci Eralp, “Yapay zekâ, insan beynini taklit eden yazılımdır. Dışarıya bakarak, verileri öğrenerek kendi kendine bazı eylemleri ve bazı görevleri yapan bir yazılım olarak tanımlanmaktadır. Yapay zekâ dediğimiz uygulamanın 1943 yılına dayanan bir gelişimi var, yani yeni bir şey değil. ChatGPT’lerden önce var olan bir yazılımdır. Zaman zaman yapay zekâ kışları yaşanmıştır ve yapay zekâ durmuştur ve bazen de yükselişe geçmiştir, şu an olduğu gibi ve en yükselişte olduğu dönemi yaşıyoruz, yani yapay zekânın regüle edildiği dönemdeyiz. Yapay zekâyla ilgili mevzuat, yasal düzenlemeler ortaya çıkmıştır. Bugün bunlardan bahsetmemizin temel sebebi budur. Yapay zekâ insana muhtaç ve bana göre yapay zekâ şu an düşünüldüğü kadar inanılmaz bir noktada değil, yapay zekâ çok da zeki değil.  Yapay zekâyı insan eğitiyor, insan ne derse onu yapabiliyor. Yapay zekâ, yeteneğine göre üçe ayrılmaktadır.  Narrow or Weak Al; belirli bir görev veya görev kümesini gerçekleştirmek üzere tasarlanmıştır. Örnekler arasında Siri ve Alexa gibi ses asistanları, görüntü tanıma yazılımları ve e-ticaret sitelerinde kullanılan öneri algoritmaları yer almaktadır. Şu an bütün yapay zekâlar, bu noktada bulunmaktadır. Belli bir görev için eğitiliyor ve o görevi yerine getiriyor. General or Strong AI;  bu tür bir yapay zekâ, bir insanın gerçekleştirebileceği herhangi bir zihinsel görevi yerine getirebilecek şekilde tasarlanmıştır. Şu anda böyle bir seviyede yapay zekâ bulunmamakla birlikte, bu alandaki birçok araştırmacının nihai hedefidir. Super AI; bu tür bir yapay zekâ, insanlardan çok daha zeki olacak ve anlayamayacağımız sorunları çözebilecek kapasitede olacaktır. Süper yapay zekâ geliştirmenin gerçekleştirilebilirlik ve potansiyel tehlikeleri konusunda birçok tartışma bulunmaktadır” dedi.

Avukat Özge Evci Eralp, “Yapay zekâ beraberinde pek çok tartışmayı da getirmiştir. Yapay zekâda kişisel veriler ile ilgili tartışmalar: Veri işlemede yapay zekânın kullanıldığının belirtilmemesi, yapay zekânın işlediği verilerin silinmesi, yok edilmesi, anonimleştirilmesi, şeffaflık olmaması, ölçüsüz-kontrolsüz veri işleme, toplanan verilerden yeni veriler çıkarılması, algoritmanın veri sorumlusu tarafından tam bilinememesi, yapay zekânın ayrımcılığa neden olacak şekilde öğrenme yapması/ algoritmaların ayrımcılığa neden olacak şekilde tanımlanması gibi. Konuya ilişkin olarak yapılan araştırmada, yapay zekânın kolluk kuvvetleri içerisinde yaygın şekilde kullanılmaya başlanmasından bu yana en az altı siyahî kişinin hatalı olarak gözaltına alındığı ortaya konuldu. Yapay zekâ ile ilgili kişinin hakları, veri sahibinin kendisi ile ilgili hukuki sonuçlar doğuran veya benzer biçimde kendisini kayda değer şekilde etkileyen profil çıkarma da dahil olmak üzere yalnızca otomatik işleme faaliyetine dayalı bir karara tabi olmama hakkı bulunur. Veri kontrolörü en azından kontrolör açısından insan müdahalesinin sağlanması hakkı başta olmak üzere veri sahibinin kendi görüşünü ifade etme ve karara karşı çıkma yönündeki hakları ile özgürlükleri ve meşru menfaatlerinin güvence altına alınması amacı ile uygun tedbirler uygular. İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme gibi hakları vardır.  Yapay zekânın cezai sorumluluğuna ilişkin belirgin ya da evrensel herhangi bir düzenleme söz konusu değildir. Aynı durum doktrinde de mevcuttur. Doktrinde de bu soruna ilişkin pek çok görüş mevcuttur. Yapay zekâ için cezai sorumluluğa gidilmesi şu an için mümkün olmasa da yapay zekâ geliştiricisi veya yazılımcısı için bu durum mümkündür. Ancak bunun için de bir düzenleme mevcut değildir. ABD Telif Hakları Bürosu’nun uygulamalarının açıklandığı ve özellikle telif hakkı sahipliğinin kabul edilmesi, belgelendirilmesi, lisanslarda dâhil telif hakkı belgelerinin kaydedilmesine odaklanan ve uygulanacak temel hukuk ilkelerinin ortaya konulduğu belgenin 306. paragrafında, ABD Telif Hakları Bürosu’nun, fikrî ürünün insan tarafından yaratılması şartıyla, orijinal bir çalışmayı eser olarak kabul edeceği açıkça belirtilmiştir. Bunun yanında, telif hakkının yalnızca zihnin yaratıcı güçlerinde oluşturulan fikrî emeğin ürünlerini koruduğu belirtilmiştir. Bir fikrî ürünün insan tarafından yaratılmadığının tespiti durumunda ise, eser olarak kabul edilemeyeceği de açıkça belirtilmiştir. ABD Yapay Zekâ Tescil Kılavuzunda ise yapay zekâ ile oluşturulan materyallerin oluşturulmasının temelinde yapay zekâ mı yoksa insan faktörünün mü yer aldığının Ofis tarafından dikkate alındığından bahsedilmiştir. Burada insan faktörü temelde yer almakta ise eser kavramından ve telif hakkından bahsedilebileceği kabul edilmiştir. Üretken yapay zekâ sağlayıcıları; telif hakkı konusundaki birlik veya ulusal mevzuata zarar vermemek kaydıyla, eğitim verilerinin kullanımına dair telif hakkı koruması altındaki bir yeterince detaylı özeti belgelemeli ve kamuoyuna açık hale getirmelidir” şeklinde konuştu.

“Bilişim Ortamında Suçlar ve Siber Saldırı Çeşitleri” adlı sunumunu dinleyenlerle paylaşan Avukat Ebru Sürmeli ise, “Bilişim suçları; bilişim sistemine girme, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, yasak cihaz ve programlar olarak maddelendirilirken bilişim ortamında suç işlenirken kullanılan yöntemler ise DDOS saldırısı, kaba kuvvet saldırısı- Brute Force Attack, stalking, ransomware, WannaCry Ransomware saldırısı, solucanlar ve virüsler, Impersonating, kimlik taklit etme, Deep Fake, SQL enjeksiyonu, otlama, Man in the Middle, sosyal mühendislik olarak maddelendirilmektedir. DDOS saldırısı bir bilgisayar korsanı, bir sunucuyu veya ağı işe yaramaz trafikle doldurur, böylece bir web sitesi, siteyi ziyaret etmek isteyen kişiler için erişilemez hale gelir. Sonuç olarak, DDOS saldırıları normalde hiçbir şey yapmaz, sadece hizmetlerin çökmesine veya yavaşlamasına neden olurlar. Kaba kuvvet saldırısı bir şifre, PIN kodu veya diğer kimlik doğrulama mekanizmalarını kırma yöntemidir. Bu yöntem, herhangi bir hesabın veya sistemin şifresini veya kimlik doğrulama bilgilerini elde etmek için çeşitli kombinasyonlar deneyerek veya şifreleri otomatik olarak deneyerek çalışır. Bu yöntem, kullanıcının şifresini tahmin etmek veya çalmak için genellikle otomatik yazılım araçları kullanılarak gerçekleştirilir. Bu araçlar, çeşitli parola ve kimlik doğrulama kombinasyonlarını deneyerek doğru bir eşleşme bulana kadar otomatik olarak denemeye devam ederler. Stalking; kişiye kendini gözetim altında hissettirecek davranışlarda bulunmak, her yerde karşısına çıkmak, takibe almak, izlemek. Ransomware; bir tür zararlı yazılımdır, kişisel veya kurumsal bilgisayarlara bulaşarak, dosyaları şifreleyerek veya kullanılamaz hale getirerek bilgisayar sahibinden bir fidye talep etmek için kullanılır. Ransomware genellikle e-posta veya internetteki sahte linkler ve indirmeler aracılığıyla bulaşır ve bir kez bulaştıktan sonra, bilgisayarın tüm dosyalarını hızlı bir şekilde şifreler veya kilitler. Bu şifreleme işlemi sonrasında kullanıcı dosyalarına erişemez hale gelir. Sonrasında, bir fidye ödemesi karşılığında dosyaların yeniden erişilebilir hale getirilebileceği söylenir. WannaCry Ransomware saldırısı, güncel olmayan Microsoft kullanan cihazları hedef aldı. Türkiye'deki ve Dünyadaki birçok kurumu da etkiledi. Saldırıdan en çok etkilenen kurumlar arasında Türkiye İş Bankası, Türk Telekom, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi gibi büyük kurumlar yer aldı. Solucanlar ve virüsler, bir ağ bağlantısı üzerinden yayılabilen kötü amaçlı yazılımlardır. Genellikle kendilerini belgelere, e-posta eklerine ve virüslü web sitelerine ekleyen virüslerin aksine, kendi kendilerini çoğaltmak için bir ana bilgisayara ihtiyaçları yoktur. Ana bilgisayar etkinleştirildikten sonra, virüsler dosyaları yok edebilir ve sistemleri yavaşlatabilir. Impersonating yani kimlik taklit etme; bir kişinin veya kuruluşun kimliğini taklit etmek veya çalmak anlamına gelir. İnternet dünyasında, bu genellikle sosyal medya hesapları, e-postalar veya web siteleri yoluyla gerçekleştirilir. Bir saldırgan, sahte bir hesap oluşturarak veya gerçek bir hesabı ele geçirerek, bir kurum veya kişi olarak kendini tanıtabilir ve sahte bir kimlik kullanarak başkalarından duyarlı bilgileri veya paraları ele geçirebilir. Örneğin, bir saldırgan bir banka hesabının kimliğini çalmış olabilir ve sahte bir web sitesi oluşturarak, banka müşterilerinin hesap bilgilerini ele geçirmeye çalışabilir. Ayrıca, bir saldırgan bir işletmenin CEO'su gibi davranarak, işletmenin çalışanlarından veya ortaklarından para transferleri yapmalarını isteyebilir. Deep Fake; bir kişinin yüzünün veya sesinin, bir başka kişinin yüzü veya sesiyle değiştirildiği yapay zekâ tabanlı bir teknolojidir. Deep fake teknolojisi derin öğrenme algoritmaları ve yapay sinir ağları kullanarak, gerçekçi görünümlü sahte görüntü ve sesler oluşturur. Bu teknoloji, video ve ses düzenleme yazılımları kullanarak yapılan basit manipülasyonlardan farklıdır. SQL enjeksiyonu; bir web uygulamasına yapılan saldırılarda kullanılan bir yöntemdir. Bu saldırıda, saldırgan web uygulamasına giriş yaptığında, web uygulamasına gönderilen verilere kötü amaçlı SQL kodu ekleyerek veri tabanına erişmeye çalışır. Örneğin, bir arama formuna kötü niyetli bir kullanıcı tarafından gönderilen verilerde SQL sorgularına kötü amaçlı kod eklenerek veri tabanında değişiklik yapılabilir veya veriler çalınabilir. Oltalama; bir saldırganın sahte veya yanıltıcı bir kimlik kullanarak, bir kişinin veya kuruluşun duyarlı bilgilerini veya finansal bilgilerini çalmak için kullanıcıların güvenini kazanma taktiğidir. Bu taktik, genellikle e-posta, mesajlaşma uygulamaları, sosyal medya veya sahte web siteleri aracılığıyla gerçekleştirilir. Man in the Middle; bu saldırı türünde, saldırgan kendisini normalde doğrudan iletişim kuran iki tarafın arasına yerleştirir ve iletişimi ele geçirir. Ardından, iki taraf arasındaki iletişimi dinleyebilir, manipüle edebilir veya değiştirebilir. Bu sayede, saldırgan örneğin, şifreler, kredi kartı bilgileri, gizli belgeler, e-postalar gibi hassas bilgilere erişebilir. Sosyal mühendislik yöntemi ile saldırı; bir saldırganın hedef kişilerin psikolojik, duygusal veya davranışsal zayıflıklarını kullanarak onları manipüle ettiği bir saldırı türüdür. Sosyal mühendislik, bir saldırganın hedef kişileri yanıltmak, güvenlerini kazanmak ve onları belirli bir davranışa yönlendirmek için psikolojik taktikler kullanmasını içerir” diye konuştu.

Bilişim Hukuk Alanında Stajyer Avukatlık yapan Sena Çoban ise bilişim hukuku alanında çalışmak isteyen öğrencilere tavsiyelerde bulunarak, çalışma süreci hakkında bilgiler verdi.

Program, konuklara plaketlerinin verilmesi ve programa katılanlara sertifika verilmesi ile sona erdi.